KURUMSAL
SON DUYURULAR
Şerife Akıncı Tok Yazarın Tüm Yazıları
Şerife Akıncı Tok, 1992 yılında Ankara’da doğmuştur. İlk ve ortaöğrenimini Ankara’da tamamlamış; lisans eğitimini Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde, yüksek lisansını Kırıkkale Üniversitesi’nde, doktora eğitimini ise Bursa Uludağ Üniversitesi’nde...
Bugünün gençleri, tarihin belki de en hızlı dönüşüm geçiren ekonomik ve teknolojik döneminde yetişmektedir. Dijitalleşmenin ivme kazandırdığı küresel piyasalar, sosyal medyanın sürekli görünür kıldığı “kolay zengin olma” anlatıları ve kripto varlıkların dalgalanma doğası, genç kuşakların doğal olarak hızlı kazanç beklentisine yönelmesine neden olmaktadır. Bu yönelimin arkasında yalnızca ekonomik kaygılar değil, davranışsal ekonominin de işaret ettiği üzere risk algısındaki değişim, anlık ödül beklentisi ve sosyal karşılaştırma baskısı gibi psikolojik dinamikler bulunmaktadır.
Kripto paralara olan ilgi, aslında bu psikolojik eğilimlerin yeni teknolojiyle buluşmasından ibarettir. Hızlı sonuç alma isteği, düşük çabayla yüksek getiri beklentisi ve dijital piyasalardaki adrenalin etkisi…Bu unsurlar bir araya geldiğinde gençlerin kriptoya yönelmesi şaşırtıcı değil; ancak bu durum finansal bir stratejiyi değil, çoğu zaman bir şans arayışını temsil etmektedir.
Ekonomik sistemin en temel, en değişmez gerçeği ise şudur: “Kolay gelen kazanç, kalıcı değildir. Kalıcı olan yalnızca disiplinle inşa edilendir.”
Finans tarihinde defalarca görüldüğü gibi istikrarsız piyasaların sunduğu ani yükselişler çoğu zaman aynı hızla kaybolmaktadır. Bunun karşısında uzun vadeli birikim, düzenli yatırım ve finansal disiplin ise bireylerin ekonomik dayanıklılığını artırır; şans faktöründen çok zamana yayılan gerçekçi ve akılcı kararların gücüne dayanır.
Bu dönemin ekonomik türbülanslarını yaşamış, 30’lu yaşlarında bir genç yetişkin olarak şunu net bir şekilde söyleyebilirim: Birikim, zamanla büyüyen ve ertesi haftanın, ertesi yılın belirsizliklerine karşı siper oluşturan bir değerdir. Bu bakış açısıyla bugünün gençlerine yatırım konusunda üç temel öneri sunabiliriz:
1. Hızlı Kazanç Caziptir, Ama Uzun Vadeli Birikim Kazandırır
Ekonomik düzen hızla değişiyor; teknoloji baş döndürüyor, sosyal medya ise başarı hikâyelerini abartarak sunuyor. Bu ortamda gençlerin hızlı kazanç beklentisine kapılması çok doğaldır. Çünkü etrafımızda sürekli “erken davranan kazandı” örnekleri dolaşmaktadır. Ancak ekonomi bilimi bize şunu defalarca göstermiştir: kalıcı refah, kısa vadeli spekülatif dalgalanmalardan değil, uzun vadeli rasyonel davranışlardan doğmaktadır. Bir yatırımın değer üretip üretmediğini belirleyen şey, onun zaman içinde nasıl büyüdüğü ve nasıl sürdürülebilir olduğu ile ilgilidir. Kısa vadeli girişimler heyecan verici olabilir; fakat uzun vadeli yatırım stratejileri kişinin geleceğini güvence altına alır, kriz dönemlerinde direnç sağlar ve finansal özgürlüğe giden yolu oluşturur. Gençlerin bugün atacağı küçük ama istikrarlı adımlar, gelecekte büyük fark yaratacak bir finansal kapasitenin temelini oluşturacaktır.
2. Kriptonun Çekiciliği Var; Ama Risk Yönetimi Şarttır
Kripto paralar gençler için hem teknolojik bir merak hem de kolay kazanç ihtimali sunan bir alan hâline gelmiştir. Bu ilgi anlaşılabilir; çünkü kripto piyasası yenilikçi, dinamik ve geleneksel finansın dışına çıkmayı vaat eden bir yapıya sahiptir. Ancak kripto piyasalarının büyük bölümü hâlâ derinliği sınırlı, fiyat oluşumu istikrarsız ve regülasyonlardan büyük ölçüde bağımsızdır. Bu da bu alanı yüksek riskli bir yatırım sahası hâline getirmektedir. Bu durum, gençlerin kriptoyu tamamen reddetmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Aksine kriptonun teknolojik yönünün ve potansiyelinin farkında olarak, onu portföyün küçük ve kontrollü bir kısmında tutmaları gerektiği anlamına gelmektedir. Kripto paralar fırsatlar sunabilir, ancak sürdürülebilir bir finansal gelecek, her zaman sağlam temellere ve disiplinli risk yönetimine dayanır.
3. Güçlü Bir Gelecek İçin Miktar Değil, Alışkanlık Esastır
Genç yaşta para biriktirmek çoğu zaman küçük bir çaba gibi görünür; oysa finansal davranışların temel taşları bu küçük adımlarla atılır. Tasarruf kültürüne erken yaşta sahip olmak, ekonomik dalgalanmalara karşı kişiyi koruyan bir “finansal dayanıklılık” sistemi yaratır. Düzenli yatırım ise tasarrufun doğal devamıdır; gelirin bir kısmını sürekli olarak birikime yönlendiren gençler, gelecekte hem sermaye biriktirir hem de finansal özgürlük yolunda sağlam adımlar atar. Düzenli yatırım stratejileri, özellikle bileşik getirinin gücüyle birleştiğinde, kişinin yaşamında tahmin edemeyeceği kadar büyük etkiler yaratır. Bugün 200–300 TL kenara koymak sıradan görünebilir; ancak bu davranış, yaşam boyu sürecek bir istikrarın temelidir. Unutulmamalıdır ki yatırım miktarı değil, yatırım alışkanlığı güçlü bir gelecek inşa eder. Bu nedenle gençlerin tasarrufu bir zorunluluk olarak değil, kendi özgürlüklerinin temeli olarak görmeleri gerekir.
Şüphesiz gelecek, yapay zekâdan yenilenebilir enerjiye, veri biliminden savunma teknolojilerine kadar uzanan kapsamlı bir dönüşüm sürecinde şekillenmektedir. Gençlerin bu dönüşümde yer alması, sosyal medyadaki “kolay para” anlatılarından daha değerlidir. Çünkü kolay olan hızlı başlar ama çabuk biter. Zor olan ise istikrar, sabır ve akıl isteyen yoldur. Bu yol da her zaman daha sağlamdır.
Sonuç olarak gençlere en açık mesaj şudur:
Kazanmaya giden yol kısa değildir ama doğru adımlar atanlar için her zaman açıktır.